Pandemi Psikolojisi

Şimdi Pandemi psikolojisinden bahsedersek
Bu dönemde iki tip insan davranışı görüyoruz
Biri geçip gitse de eski hayatıma döneyim diye bekleyen insan tipi
Diğeri, düşünüyor neler oluyor, durumu anlayıp yeni bir şey yapalım
Bu bir fırsat olabilir diyen insan modeli var.
Hayatta her zaman başımıza bir şey geliyor,
bu bir global pandemi de olabilir.
Olan şeyi kabul etmek bize göre değil.
Kabul etmek bize genellikle yenilgi gibi öğretilmiş
Yani boynunu bük ve kabul et gibi algılanıyor.
Bu gün kovit-19 örneğinde ki gibi
Dünyayı saran bir virüs her tarafa yayılıyor
Bizi sıkıntıya sokan, yaşamsal kaynaklarımıza
Ulaşmayı engelleyen bir şey,
Direk bir korku, kapanış, şikâyet tepkisi verir.
Hâlbuki Ben ne yapacağım sorusu düşünülürse,
Ne yapacağım sorusu harekete dönüşüyor.
Kabul edip değiştirme beyinde gelişmemişse
Bu bizim ülkemizde çok zayıf, Düşünmeden hemen şikâyet eden
İnsanlar kabul etmezler. Sorunlarla baş edemeyenler
Stres karşısında her şeye fazlasıyla dikkat eder
Olumsuz duyguların etkisinde neredeyse yok olup gider.
Kendisine gözükeni bize göstermeye çalışıyor.
Kimse kimsenin zihnini değiştiremez
Ancak isterse farkına varır.
…………………………………
Temel becerisinde zayıf olmalarının bir nedeni
Toplum olarak çocukların öfke yönetiminin ya da anlaşmazlık
çözmenin ilkelerini sağlaya bilmiş, ne de empati, dürtü kontrolü
Esaslarını öğretmeye rehberlik edememişizdir.
Bu en temel becerileri bugün her çocuğa mutlaka öğretiyor olmamız gerekmez mi?
Kendi yarattığımız dünyayı nasıl dönüştürebiliriz
Bildiğimiz, inandığımız kendi prensiplerimiz olduğunu zan ettiğimiz
Birçok şey bizi hayatta sabote ediyor. Belki farkında değiliz.
Katı kurallarımız, esnemeyen köşeler gelişmemizi,
İlerlememizi engelliyor ve huzursuz ediyor.
Dışarıda gördüğünüz bildiğiniz her ne varsa onlar öyle değil.
Bir şeyi algılıyoruz ama gerçek olduğunu zan ediyoruz
Yaşamda gerçeklik değişir, ama bütünü algılamak kolay değil.
Gurur, kibir ve ben merkezli odağını bir kenara bırakmanın yararı vardır.
Şikâyet eden, bu duruma direnenlerin, dip yazılıma ulaşmanın bir yöntemi olmalı.
Psikologlar çocukluğa inmektir derler.
Aristo’nun sorusu ise şudur; duygularımızı akılla nasıl birleştirebiliriz?
Sokaklarımıza nezaketi, toplumsal yaşamamıza şefkati nasıl taşıyabiliriz? 20 Ekim 2020
Hüseyin Yeter